Antakya'nın Tandırı: Roma'dan Gelen Ekmek Mirası; Biyoçeşitlilik ve Birlikte Yaşam
- Serbay Mansuroğlu
- 7 Eyl
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 12 Eyl

Karakılçık unundan ekmekle başlayan tandır ekmek yolculuğumuz şimdi çeşit çeşit unla devam edecek.
230 gramlık hamur keçelerinden elde edilen 200 GRlık tandır ekmekte:
1. Karakılçık unu (53 g) - %26.5
2. Su (60 g) - %30.0
3. Beyaz un (35 g) - %17.5
4. Çavdar unu (18 g) - %9.0
5. Yulaf unu (18 g) - %9.0
6. Keçiboynuzu unu (11 g) - %5.5
7. Maya+tuz (5 g) - %2.5
bulunacak.
Roma İmparatorluğu'nun fırıncılık bilgisi, Antakya'nın kadim tandırlarıyla buluştuğunda ortaya çıkan bu ekmek,
binlerce yıllık bir geleneğin modern yorumudur. İmparatorluk döneminde Anadolu'ya gelen Roma fırıncıları,
yerel tahıllarla imparatorluk tekniklerini harmanlayarak bu özel formülü yarattı.
Her bir malzeme tarihi bir anlam taşır: Karakılçık buğdayı Hititler'den miras, çavdar ve yulaf Roma ordusunun temel erzağı,
keçiboynuzu unu ise Akdeniz'in antik tatlandırıcısıdır.
Tandır kültürü Antakya'nın mutfak kültürünün vazgeçilmez bir parçasıdır.
Tandirda pişirilen bu ekmek, tarihin derinliklerinden günümüze uzanan lezzetli bir köprüdür.
Bu anlamıyla Antakya, binlerce yıldır sadece farklı kültürlerin, inançların yaşadığı bir şehir değil aynı zamanda tatların bir arada yaşadığı kadim bir kenttir.
Basitçe ekmek, sadece un ve sudan oluşan bir besin değil, aynı zamanda Antakya'nın biyoçeşitliliğinin ve
çok kültürlü yapısının bir yansımasıdır.
Karakılçık buğdayı: Anadolu'nun kadim buğday çeşidi, biyoçeşitliliğimizin temel taşı.
Çavdar ve yulaf: Roma'dan gelen miras, farklı kültürlerin harmanlanması.
Keçiboynuzu: Akdeniz'in endemik bitkisi, bölgenin zengin florasının temsilcisi.
Beyaz un: Modern zamanların getirdiği bir çeşitlilik.
Tıpkı Antakya'da Müslüman, Hristiyan ve Yahudi toplulukların yüzyıllardır bir arada yaşaması gibi, bu ekmekteki her bir malzeme kendi özelliğini korurken diğerleriyle uyum içinde var olur.
Roma'dan gelen fırıncılık geleneği, Antakya'nın yerel tahıl çeşitliliğiyle buluşur ve
ortaya bu benzersiz lezzet çıkar.
Bu ekmek, farklılıkların bir arada güzelleştiğinin, doğanın çeşitliliğinin insan kültürünü
nasıl zenginleştirdiğinin somut bir kanıtıdır. Antakya'nın tandırında pişen her ekmek,
binlerce yıllık birikimin ve birlikteliğin tadını taşır.
Yorumlar