top of page

Tarihi görevimiz hiçbir insanın aç kalmamasını sağlamak

Harare, 15 Ekim 2021


#16Ekim – Halkların Gıda Egemenliği ve Çok Uluslu Şirketlere Karşı Küresel Eylem Günü olarak kutlanıyor. Bu bağlamda ve gıda egemenliği kavramının 25. yılı anma etkinlikleri kapsamında gıda egemenliğini bir yaşam felsefesi ve somut bir yaşam tarzı olarak savunmaya devam ediyoruz.

Dünyanın içinden geçtiği gıda, sosyal ve çevresel kriz karşısında meşru siyasi önerimiz gıda egemenliğidir.

Tarihi görevimiz ise hiçbir insanın açlık çekmemesini sağlamaktır:

Son resmi La Via Campesina deklarasyonumuzda bir hareket olarak teyit ettiğimiz gibi , “Gıda Egemenliği, gezegenimizin geleceği için bir manifesto” özelliği taşır.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) “2021 Yılında Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu” başlıklı raporunda , 2020 yılında dünyadaki yaklaşık her üç kişiden biri için (2.37 milyar) gıda güvenliği sağlanamadığı belirtiliyor.

Dünyada açlıkla mücadele, Devletlerin ve Sivil Toplumun omuzlarına olduğu kadar köylülerin de omuzlarına düşen bir görevdir.


SADECE GIDA EKSİKLİĞİ DEĞİL

Açlık sadece gıda eksikliğiyle değil, aynı zamanda zenginliğin bir avuç şirketin elinde yoğunlaşması ve beraberinde eşitsiz dağılımıyla da ilgilidir.

İşçilerin ve doğal kaynakların sömürülmesine dayanan endüstriyel gıda modeli, tarım işletmeciliği ve neoliberal politikalar, birçok ülkede yoksulluk, açlık, işsizlik, kriminalizasyon, göç ve şiddet gibi ciddi toplumsal sorunlar yaratmaktadır. Endüstriyel gıda modeli açıkça verimsiz ve sürdürülemez,

Köylü hareketi olarak gıda üretmek sorumluluğumuz var ama biliyoruz ki sadece gıdaya sahip olmak yeterli değil; insanlığın ve doğanın sağlığını ve yaşamını garanti eden sağlıklı ve zehirsiz gıdaları da garanti etmeliyiz.

Üreticiler, tüketiciler ve çevre arasında adil ilişkiler oluşturmalıyız. Açık kamu politikalarına ve nüfusu yetiştiren ve besleyenlerin haklarının, şu anda Birleşmiş Milletler Köylü Hakları Bildirgesi tarafından tanınan hakların uygulanmasına ihtiyacımız var . Gerçekten de gıda egemenliğine ulaşmak ancak mücadeleleri kriminalize etmeden tarlalarda ve ormanlarda yaşayan insanlara toprak dağıtılmasıyla mümkündür.

Gıda, insanlığın olası ve sürdürülebilir geleceği ile ilgilidir. Bu nedenle dikkatli ve harekete geçmeye hazır olmalıyız.

Devletler, kırsal dünyanın her zamankinden daha canlı olması, nüfusu besleyebilecek köylü kadın ve erkeklerine her zamankinden daha fazla destek yapmalıdır.

Gıda egemenliği, dayanışma, sosyal ve çevresel adalet yoluyla yaşam için, bölgelerin ve içinde yaşayan insanların korunması için savaşır.

Gıda egemenliğine ve agroekolojik üretime dayalı çeşitlendirilmiş, adil ve sürdürülebilir gıda sistemleri inşa etmek, insanlığın bugünü ve geleceği için esastır. İçinde bulunduğumuz krizlerin ortasında gıda gibi temel haklar konusunda saati geri çevirmek mümkün değil.

Bu 16 Ekim'de, dünyanın dört bir yanındaki insanların egemenliğini ve gıda güvenliğini tehlikeye atan özel çıkar ağlarını kınıyoruz.

Yemek bir oyun değildir. Pandemi sürecinde 120 milyondan fazla insan kronik açlık listelerine girdi.


DÖNÜŞÜM MÜMKÜN

Köylülük; kırsal, orman, su ve kent örgütleriyle ittifak halinde, sosyal, çevresel ve politik dönüşümler için verimli bir zemin olarak gıda egemenliğine dayalı gerçek çözümlere sahiptir.

Gıda egemenliği toprak, su, tohum, ekmek ve dayanışma demektir!


0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page